‘Erkeklik’ kavramı son yıllarda sıkça konuşulan bir alan haline geldi. Aslında uzun yıllardır üzerinde düşünülen, konuşulan ve yazılan bu konunun son yıllarda daha görünür hale geldiğini söylemek daha doğru olur.
Acaba ne oldu YouTube, Podcast ve Instagram gibi birçok sosyal medya mecrasında bile hep bir erkeklik ve erkeklik krizi konuşuldu?
Kaynak: 1, 2, 3, 4.
1. Erkeklik krizi erkekler için yeni bir yol olabilir mi?
Feminizm ve toplumsal cinsiyette sık sık erkeklerden söz ederiz ama onları konu olarak ele alıp her şeyi yanlış değerlendirdiğimizde, erkeklik ve erkeklik krizini okuyup düşündüğümüzde erkekliğin durumuna farklı bir perspektiften bakmaya başladık.
2. Erkek egemen toplum erkekler üzerinde de baskı kurmaktadır.
Erkek egemen toplum söylemi, bu örgütte gücün erkeklerin elinde olduğu algısını oluştursa da, bu sistemi yaratanın ve uygulayanın erkekler olduğunu ve onların da her durumda avantajlı olduklarını düşünmek yanlış olur.
Bu düzen aynı zamanda erkeklerin özgürlüğünü de elinden almaktadır.
3. Çağdaş dünyada erkekliğin konumu sanıldığı kadar rahat değil.
Bu sistemde kadınlar kadar erkekler de ezilen bir konumdadır. Ancak erkeklerin cinsiyet rolleri açısından avantajlı konumları, onları bu sistem içinde yaşadıkları sıkıntıları görmezden gelmeye veya yok saymaya itmişse de artık işler değişmeye başlamıştır.
Özellikle ‘hegemonik erkeklik’ kavramı erkeklerin ortasındaki hiyerarşiyi görünür kılıp birçok erkeği sistemin dışına itince, işlerin düşündüğümüz gibi gitmediğini anladık.
4. Erkekliğin ilk krizi, “evin reisi” rolünün bulanıklaşması olabilir.
Neoliberal düzenleme dediğimiz bu dönemde, ‘evin reisi’ ve ‘ekmek getiren’ olmanın kutsallığının her geçen gün azaldığını görüyoruz.
Erkekler çalışma hayatında kendilerini güçlü hissetmeseler de, ailenin reisi olmak onları güçlü hissettiriyordu.
Ancak artık ‘evin reisi’ olan ve olmak isteyen erkeklerin sayısında azalma olduğu söyleniyor.
5. Erkeklerin akademik ve ticari başarılarındaki düşüş aynı zamanda bir erkeklik krizi yaratıyor.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte erkeklerin bilgisayar karşısında geçirdikleri süre sayısında önemli bir artış olmuştur. Bu artış aynı zamanda erkeklerin akademik başarısıyla ilgili sorunları gündeme getiren birkaç araştırmaya da atfedildi.
Erkek öğrencilerin hazzı erteleme ve sistemli çalışma konusunda kız öğrencilere göre geride kaldıkları söylenmektedir. Sonuç olarak akademik ve iş hayatında erkeklerin kadınların gerisinde kaldığını görüyoruz.
Kadınların erkeklere göre daha yeterli bir mesleğe sahip olmaları ve daha iyi para kazanmaları da erkekleri bu krize iten bir diğer neden olarak görülebilir.
6. Evli erkeklerin daha keyifli, başarılı ve uzun bir ömürleri olduğunu biliyor muydunuz?
Son yıllarda erkeklerin kadın düşmanlığı daha görünür hale geldi. Kadınlara olan nefretini ve öfkesini belli etmekten çekinmeyen bir grup erkek var.
Kadınların erkekleri sömürdüğüne ve erkekleri kendi çıkarları için kullandıklarına inanan bu erkek grubu, her şey için kadınları suçlar.
Ancak araştırmalar; Ayrıca evli erkeklerin bekar erkeklere göre daha başarılı ve doyumlu olduğu, evli erkeklerin bekar, boşanmış ve dul erkeklere göre daha uzun yaşadığı da gösterilmiştir.
7. Erkeklik doğuştan gelen bir ayrıcalıktır!
Çoğu erkek için erkek olmak bir ayrıcalıktı ve doğaldı ve göz ardı edilmemesi gerekiyordu.
Sonrasında çok fazla erkekliği ve erkeği bu gücün dışında konumlandırdık, özellikle neoliberal düzende erkeklerin aslında avantajlı olmadığını, bazı erkeklerin çok güçlü olduğunu, hegemonik erkekliği temsil ettiğini söyledik.
Bu, erkekler arasında daha fazla rekabete ve paniğe neden oldu. Bundan 30-40 yıl önce pek çok erkeğin sistemde bir yer bulacağı ve hayatında ‘erkeklik krizi’ olduğunu hissetmeden yaşayacağı tahmin ediliyor.
Ancak artık her şeyin çok görünür olduğu, işsizliğin önemli bir sorun olduğu bir dünyada yaşıyoruz, sosyal medya ile hiç bilmediğimiz hayatların farkında olmak kendimizi daha sıradan ve başarısız hissetmemize neden oluyor.
Evlenme yaşının artması ve birçok kişinin evlenmek istememesi erkekleri kadınlara göre daha da yalnızlaştırıyor.
Yeni yeni konuşmaya başladığımız erkeklik kriziyle birlikte erkek olmanın doğal ve ayrıcalıklı bir mesele değil, toplumsal bir sorun olduğunu düşünmeye başladık. Muhtemelen bu aydınlanma, günün sonunda değişmeye başlayacak bir sisteme işaret edecek.
8. Son olarak; Zayıf erkekler de bu krizin bir yansıması.
Zayıf erkek kavramıyla karşılaşmış olmalısınız.
Involuntary bakire kelimesinin kısaltması olan istemsiz bekârlık, kadınlar tarafından dışlandığını düşünen yalnız erkeklere verilen genel bir tanımdır.
Kendini yakışıksız, asosyal ve dünyada 1-0 mağlup hisseden bu erkek grubunun sayısı hiç de az değil ve her geçen gün artıyor.
Bu adamlar tüm suçu kadınlara ve onların güzel ve başarılı erkeklerle birlikte olma isteklerine atfederler.
Geçmişte böyle bir şey yokken tüm kadınların ‘çad’ olarak tanımlanan erkeklerle birlikte olmak istediği algısı var.
Bu algı, günün sonunda tüm suçlamaları kadınlara yöneltiyor ve önemli bir kadın düşmanlığı başlıyor.
Aslında bu kavramların ortaya çıkması ve yaygınlaşması bu erkeklik krizinin somut bir göstergesi değil mi?
enezajans.com.tr